Ana içeriğe atla

Kayıtlar

2015 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

EKOSELEYEMEDİKLERİMİZDEN MİSİNİZ?

Başlarken daha, şu konuyu açıklığa kavuşturma gereği hissettim: Çok uzun aralıklarla yazıyor olmamın sebebi; yazacak bir şey bulamamamdan değil, bilakis benim bile şaşıracağım hızda değişiklik gösteren düşünce dünyamdan,  birini ikisini seçmeye zorlanmamdandır. Öyle ki; aynı gün içinde  4 kez saç rengimi değiştirebileceğimi,  2 kez evimizi farklı şehirlere taşıyacağımı, aynı tarihli 3 konsere bilet alacağımı zannettiğim anlarım oluyor. Bu nasıl bir fırtınaysa dindiremiyorum... Birkaç saat arayla,  tamamlanması aylar alabilecek 4-5 projeyi birden baştan sona kafamda tasarlayıp, sonuçlandırabiliyorum.  Sonucu beğenmediysem (-ki  genellikle beğenmiyorum) başa alıp yeniden kurguluyorum. Bu telaşımın arasında, dünyayla mesafem biraz açılıyor anlaşıldığı gibi... Biraz yorucu evet, benim için endişe etmekte haklısınız  ;) ...  Fakat merak etmeyin  iyiyim iyi olmaya devem edeceğim  :))) ...........................................................

YİNE Mİ SEN GELDİN ? NE DİYELİM SONBAHAR ''HOŞGELDİN''

 Sonbahar gelmiş ya, ne çabuk...  Koskoca bir yaz geçmiş !  Ne çok şey ertelenmiş, ne çok şeyden vazgeçilmiş,  neler başlamış, neler bitmiş hızlıca. Neler bitesiymiş de bitmemiş, neler renk değiştirmiş, şekil değiştirmiş... Kimler gitmiş, kimler kalmış, kimler gelmiş... Sen görmüşsün, ordaymışsın da kimler yokmuş... Neyi ummuşsun olmamış da neyi ummamışsın olmuş... Birçok soru sorulur da işte,  en manasız  birini sorup cevaplayıp devam edeyim diyorum artık,  yazmaya yeniden. - eee söyle bakalım yaz nasıl geçti ? + iyiiii... ya senin ????? ................................................................................... Her işin başı gibi,  her yılın başı gibi, her mevsim başı gibi yine bin umutla karşıladım, sonbaharın yenisini de... Nelerini sevmediğimi unutup, nelerini sevdiğimi hatırladım. Sıcaktan bunaldım derken birden basan yağmuruna;  her yanı açık ayakkabılarla yakalanmayı, merdiven önüne biriken suların ortasına o yarı çıpla

HAYATTAN RENGİ ALIN, GERİ NEYİ KALIR Kİ....

Bu ara sık sık tekrar ettiğim ,  söylüyor olmaktan bir türlü vazgeçemediğim   reklam kokan sözlerle açalım konuyu...  HAYATTAN RENGİ ALIN GERİ NEYİ KALIR Kİİİ... ..... Renkle ilgili algımı sorgulamaya başladım şu dönem: renkli olmak ne demek? bir şeyin rengi olması ile olmaması arasındaki değer farkı ne? renklendirmek, bir çeşit örtme tekniği mi? herhangi bir şey için doğasında olmayan yeni renk uygulaması, doğallığın ziyanı mı? renklendirmek için başvurulan tekniklerin doğru veya yanlış olma ihtimali var mı? çıplaklık şeffaflık mı, renk mi? rengi seçen ne? herhangi bir şey için; doğru renk, yanlış renk ayrımı var mı? varsa neden ? yoksa neden ? doğru olduğu varsayılan renk yerine kullanılan ''yanlış renk''  neyi değiştirir? neyi etkiler? etkiler mi? renksizlik algısı, kişiye göre değişir mi? düşünceye göre değişir mi? renksizlik bir ön yargımı? ya renklilik bir ön yargı mı? renklendirmek için çaba gerekli

MAVİ KUŞ, HER DAİM SARHOŞ...

her mavi kuş böyle güzel mi? kolyesi var mı her mavi kuşun... saçları itinayla taranmış, peki ya saçları var mı? hiç konmadan uçar mı? kuyruğu kristal mi her mavi kuşun? ayakkabıları olur mu, topuklu mu? gagası rujlu mu? bedeninde, kafasında izleri var mı sevildiğinin? Bu Mavi Kuş, bir anne   Zeynep Deniz'in ... Kuşlar moda  şimdi, başımda dolaşan, başıma doluşan kuşlar... ............................................................................................... Mavi kuş, her daim sarhoş, biraz da bize kızmış, onun için hiç yüz vermiyor... Oysa güzel şarkıları vardı yıldızlara, denizlere, ama söylemiyor ki bizlere susuyor . . . Suç işlemiş eller gibi, perondaki boş trenler gibi, ucu görünmeyen tüneller gibi... Gel hiç üzülme salına salına uç . Ben gelemem ama sen git biraz dol