Ana içeriğe atla

Kayıtlar

2017 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

UZAYAN CÜMLELER-1

... Nasılsa  kimsenin dinlemeyeceğini bilerek,  şarkılar söylemenin özgürlüğü gibi...  Belki kimsenin okumayacağı,  okuyanın da anlamayacağı yazılar yazıp  orta yere bırakmanın rahatlığı gibi...  İstediğini, istediğin gibi söyleyerek  kimi kıracağını düşünmeden arsızca talep eden olmanın  vurdumduymazlığı gibi... Herkese,  o bekledikleri her neyse  bir daha asla gelmeyecek olduğunu söyleyivermenin  kalpsizliği gibi...  Bir uçtan diğer uca yön değiştirmeden gidenin her zaman  '' doğru''  olmadığını fark etmenin şaşkınlığı gibi...  Her ''hayır'' da bir vazgeçiş olduğunu kabul etmenin  olgunluğu gibi ... uzun cümleleri aklımda tutmaya çalışmanın, çalışmaktan daha iyi geldiği günlerdeyim. . . . Hiç açılmamış kapıları görüp bilip de  neden hiç merak etmediğimi merak ettiğim günlerde... . . . En yalansız bildiğim kelimeleri yalanlayan,  derin sessizliklerde  midemin bulantısını zapt edemediği

YAŞLANIYORUM...

        Birden değişiyor sanki her şey.  Yavaşlıktan şikayet ederken, değişenin hızı şaşırtıyor...  Şaşırmaktan usanıyor ve hatta  usanmaktan usanıyorum...  Her gün yeni birilerini tanımak isterken, bir de bakıyorum  yıllardır tanıdığımı zannettiklerimi tanıyamamışım... Yalnızlık ne kadar ukala, yoksa bana mı böyle davranıyor ... Çözemiyorum.        Rastlantıların hikayesi büyülüyor şu ara beni.  Güvenimi sınıyorum. Yüzümü kara çıkartmazsa sevinebilirim. Güvenmemem gerekenleri bilip onları ayırıyorum nasılsa. Güvenmemek konusunda bir fikrim yoksa güvenebilirim.  Sürprizlerin kapılarını açık bırakıyorum ve tuhaf esintiler geliyor anlamlandıramadığım...  Neyi neden yaptığımı pek sorgulamıyorum şu ara.  Yaşar gibi yapıyorum. Hipnoz olmayı deniyorum mesela, tabii olamıyorum.  Manik bir ses '' rahatla rahatla rahatla'' diyor sürekli.  Hipnoz olamayan yanım cevap veriyor '' bu ne zorlama bir ses, sıkıysa sen rahatla'' !!

TÜRKİYE CUMHURİYETİ ilelebet payidar kalacaktır

... İtiraf sayılabilecek bir açıklama yapmak icabetti içimde bir yerlerde.  Bu blogu oluşturmaktaki öz amacım şuydu;  Bir şeyler anlatma ihtiyacımı karşılamak fakat, tam da her şeyi olduğu gibi anlatmadan  anlaşılabilir olmaktı.  Yani  yorum almak, eleştiri duymak, konu açmak, sohbet etmek ve  hiç tahmin edemediğim yerlerde, konularda, tanımadığım insanlarla sanal geziler yapmaktı.  Ne manasız bir amaçmış. 17 nisan 2017 de anladım... ''Özgürlüğünü, geleceğini garanti altına alan sistemden benim için vazgeçer misin'' diye sorana,  ne dediğini anlamadan,   -Evet - diyebilenlerle yaşıyormuşum.  En anlaşılır halde  neyi neden tercih etmek gerektiği alenen yazıldığı çizildiği, her yerde izahat bulunduğu halde;  anlaşılmayı beklediğim memleketimde koca bir güruh  ''anlamak'' kelimesinin dahi anlamını bilmiyorken  ben neyi umut etmişim...  Ne yazık etmişim kendime...   Bak bak sen;  anlatma ihtiyacını karşılaya